ve “Korsan Körfezi” kapatıldı.

Birkaç yıldır süren davayı mart ayında kaybeden anakata ve tiamo (ve site sözcüsü peter sunde) sadece altı ay dayanabildiler. The pirate bay, sunucularını isveç’te bulunduran bir anti-yayınhakkı kuruluşu ve “Korsan Bürosu” isimli bir organizasyon tarafından finanse ediliyor(du). Bilmeyenler için ekleyeyim, the pirate bay (TPB), internet trafiğinin büyük bir kısmını yönetiyor, her gün petabaytlarca bilginin piratebay tarafından izlenen torrentler sayesinde yer değiştirdiği söyleniyor.

İsveç ilginç bir ülke olmalı. Ülkede “Piratpartiet” isimli bir parti var. Anlamı “Korsan parti”. İsveçte yapılan seçimlerde %7.1 oy alarak avrupa birliği parlementosunda bir sandalye sahibi olmuş. Başlıca politikaları yayın hakları kanunundaki düzenlemeler üzerine. the pirate bay ile doğrudan bir bağları olmamasına karşın, tpb’in gürültülü çöküşüyle beraber oylarının yükselişe geçeceği umuluyor. Hatta 18-35 yaş aralığındaki seçmenlerin %55’i tarafından desteklendiği söyleniyor.

Neyse konuya dönelim, ne oldu, neler olacak? …
Bu gün itibariyle TPB tamamen kapatıldı. Bununla birlikte internet üzerinde servis edilen TÜM torrent dosyalarının %50’sinden biraz fazlası artık çalışmıyor. Araştırmalara göre bu çorap söküğü gibi tüm torrent sisteminin çökmesine sebep olacak. The piratebay’in devasa bant genişliğine sahip tracker’larında bulunan milyonlarca torrent bir anda yayından kesilince bu yük aynı gün daha küçük siteler olan Torrentbox, 1337x, H33t ve Demonoid’e kayacak. Eğer bu siteler bu yoğunluğa dayanamazsa, torrent yayımlarının küçük parçalara ayrılarak farklı sunucular üzerinden yürütülmesi gerekecek. Bu da indirilen dosya için kaynak bulmakta güçlük çekilmesi anlamına geliyor. Bu da torrent sisteminin erime sürecine girmesi demek.


“DistributedTracker ” isimli araştırmadan alınmıştır: http://www.tribler.org/trac/wiki/DistributedTracker

Peter Sunde bir süre önce bir video konferans yapmıştı, tesadüfen denk gelmiştim. Sunde konuşmasında (hata kelime arasında) tbp sunucuları için rusyada bir yer ayarladıklarını isveçte çıkcaak bir problemde sunucular geçici olarak oraya taşınacak demişti. Bunun bir süre daha tbp’yi hayatta tutacağını düşünsem de kurucular rusyaya taşınmadıkça bu işin fazla süreceğini sanmıyorum. Şimdiden başka bir siteye göç etmek herkes için daha iyi.

TPB kapalı kalırsa Torrent ölecek mi? Şimdi nereden ve nasıl dosya indirilecek?

Torrent dosyalarını indeksleyen başlıca 4 site var: Mininova, isoHunt, Torrentreactor ve BTjunkie. Yanlız bu siteler sadece indeksliyor, herhangi bir torrent izlemiyor. Dolayısıyla bu sitelerdeki birçok (yarıdan fazla) dosya “the pirate bay” bağımlısı. Yani bir süre bu sitelerde çalışmayan yüzlerce link olacak. Mininova yaklaşık 20 gündür thepiratebay’de track edilen torrent dosyalarını indeksine katmıyor. Ama sitelerin tamamen temizlenmesi aylar alabilir.

Son çare ise Google. Biliyorsunuz Google her türlü dosyayı başta “filetype:” parametresi vererek arayabiliyor. Yani filetype:torrent parametresi ile internet üzerinde indekslenmiş bir torrent’i bulmak mümkün.

Hatta isohunt forumlarında birisi google’ın özelleştirme özelliklerini kullanarak şu arama aracını oluşturmuş:

http://www.google.com/cse?cx=003849996876419856805:erhhdbygrma&ie=UTF-8&q=&sa=Search

Sonuç olarak, şimdi ne olacak?

Edonkey’deki razorback sunucusunun kapattırılması ardından tüm ed2k sistemi iyice zayıflamış, tüm kullanıcıları başka “peer to peer” yollarını bulmaya sevketmişti. Bunun sonunda (emule programı ile kullanılan) edonkey ağı iyice boşalmasına karşın bugün bile çalışmakta, fakat kaynak konusunda sıkıntı devam etmekte.

Bunun peşine tpb adeta yeni bir ışık olmuş, tüm p2p kullanıcıları torrent’e yönelmişti. Fakat o dönemde p2p alternatifleri birbiri ardına patlıyordu. DirectConnect protokolünün yeni sürümü ++ çıkmıştı. Aynı anda torrent ve ed2k için kademlia eklentisi de iyice olgunlaşmıştı. Bugün böyle yeni bir alternatif yok. p2p tutkunları ya köklerine dönüp irc’ye çekilecekler (DC++), emule üzerinde tek sunucuya doluşup sunucunun çökmemesi için dua edecekler ya da paralı torrent sitelerie abone olacaklar. Elbette edonkey’in popülerliğinin torrent’e geçmesi için birkaç yıl gerekmişti, umarım bu sefer geçiş bu kadar uzun sürmez. Bu seferki daha zor olacak çünkü warner 4800 tv dizisinin yer aldığı kendi torrent sitesini açıyor. Bu dizilerin arasında 1-2 dakikalık reklam parçacıkları olacakmış (http://www.nytimes.com/2005/11/14/business/14warner.html?_r=1).

Birde şöyle bakmak gerek: dosya paylaşımı sürekli canlı kalan bir ortam. Fakat her organizma gibi ölü hücrelerin arada bir bünyeden uzaklaştırılması, yeni ve güçlülerinin ortaya çıkması gerek. Umarım bu bir yenilenme operasyonudur ve organizmada hala taze kan bulunuyordur.

WOS Search plug-in for firefox

Daha önce yazdığım arama plug-in’ini Open Search 1.1 dizimine göre düzenleyip, mozSearch eklentilerini de kullanacak şekilde tamamladım. Şu anda AMO’da yani “Add-ons for Mozilla” sayfasında biri test edip yorum yazana kadar experimental olarak bekliyor, elbetteki güvenle kullanılabilir.

http://addons.mozilla.org/en-US/firefox/addon/13183/

Ayrıca martijn’de birkaç düzeltme önerdi ve şu anda bu add-on WOS tarafından onaylı ilk Opensearch eklentisi haline geldi. Eklenti özellikle Moz kullanıcıları için uygun olsa da, tüm opensearch destekleyen uygulamalarda kullanılabilir. Büyük olasılıkla yakında çıkacak GoogleOS’da da kullanılabilecektir. Ayrıca ie8’in de opensearch desteklediği söyleniyor, ama denemeden bilemeyiz 😀

Neyse bu ay da girdi olmadan geçmemiş oldu.. oh be.

Zx spectrum türkçe yayınları gün yüzüne çıkıyor

Son zamanlarda sevgili arkadaşımız Alcofribas ve memrah sayesinde internet üzerinde Türkçe kaynakların derlenip toparlandığını görüyoruz.

Ben de uzun zamandır eski bilgisayarlar konsunda Türkçe kaynak/oyunları arayan bir adam olarak bu durumdan son derece memnunum.

Bir bakalım nelerimiz oldu:

Kitaplar (bunları Alco’nun blog’undan indirebilirsiniz):
Spectrum Beta Basic V3.0 el kitabı
(memrah/alcofribas, beta basic üzerine bir kitap)
Spectrum BASIC ve Z80 Makine Kodu
(Feridun Aker tarafından yazlmış Zx Spectrum’a özgü (tek?) kitap)
TEPUM Sinclair ZX Spectrum Temel Bilgiler
(büyük olasılıkla ilk gelen zx spectrumlarla birlikte verilen kullanma klavuzu)

Tamamlanmayı bekleyen eksikler:

Zx Spectrum Plus El kitabı

Programlar:
Türkçe Kılavuz ve Yardımcı kaset (tamamlandı, isteyen mesaj atsın)
Bizi eğitim serisinin bir kısmı
Türkçe yüklenme mesajları eklenmiş korsan oyunlar (hobbit vs)
Tepum eğitim kasetleri (cebir, ingilizce)

Bunların da bir kısmı yine Alco’nun elinde, bir kısmı da çekmecemde bekliyor.
Umarım sonraki mesajımda hepsini buradan indirebilir hale getirebiliriz.

Resmi Cambridge Computer Z88 günü!

Birçok kişinin “işe yaramaz” olarak tanımladığı z88, sir clive’ın 1988’de efsanevi pandora isimli projesinden devşirilmiş bir proje. Bu gün itibariyle arşivime, temiz, tamamen çalışan 128k ram’li ve 32k epromlu haliyle katıldı (ayrıca 128k ek ram ve 32k ek rom da mevcut toplamda 256kb+64kb ediyor). Beklentilerimden daha zevkli bir alet. Öncelikle aynı anda birden fazla programı çalıştırmanız (task manager var), ram’in piller takılı oldukça kaybolmuyor olması (kitapçıkta 300 gün durur diyor), seri port üzerinden dosya transferi, Terminal hizmetleri, bir kelime işlemci, bir spreadsheet yazılımı, built-in z80 assembler ve BBC basic ile bence süper bir alet. Hatta “elmas” tuşunu bugünlerde kullanılan “windows” tuşundan çok daha fonksiyonel, etkili buldum. Elmas tuşuna basınca system tray’e karşılık gelen OZ menüsünde bir elmas işareti çıkıyor ve peşpeşe doğru tuşlara basarak bir komut işletebiliyorsunuz, komutlar 4-5 harfi geçmiyor ve siz yazdıkça kenarda ne yazdığınız görünüyor. Örneğin bir programı kapatmak için menüler içinde dolanabilir ya da tuş kestirmesini önceden öğrenmeye çalışabilirsiniz ya da elmas kill yazarak da kapanmaya zorlayabilirsiniz.

z88

Günümüzde meraklılar 1MB ram kart ve 1MB flashrom kart üretmişler, böylece aynı anda açabildiğiniz program miktarı da artıyor. Ayrıca çok basit bir şekilde içsel ram’i de arttırmak mümkünmüş (512KB’a kadar). Soketleri ramlerle dolduruyormuşsunuz. Zamanla bunlara ulaşmam gerekecek.. Ayrıca işletim sistemi OZ’un yeni resmi sürümüne de güncellemem gerekiyor. Şu anda makinede OZ2 yüklü. Son sürüm ise OZ4.1. Meraklıları ise OZ5’i kodluyorlarmış ama bu proje 4-5 yıldır inaktif. Yine de bir kısım kodlama ve source code (OZ4.1 vs) internette bulunuyor.

Grafik özelliklerine bakınca dot-matrix 640×64’lük bir ekrana sahip. LCD desteklememesine karşın aynı dot’u açıp kapatarak ara tonları elde etmişler. Normalde görüntü çok net ve tonlamalar gayet iyi. Fakat gece 50hz bir tungsten lamba ışığında ekrana aynı hizadan baktığınızda ekranın açık tonlarının farklı hızlarda titreştiğini görebiliyorsunuz. Tabii hepsi eğlenceli, zeka göstergesi, keyifli ayrıntılar..

z88 konusunda çok yeniyim, öğrendikçe buraya yazacağım. Ayrıca bu aleti edinmemdeki ana amaç olan z88dk ile de düzgün birşeyler çıkaracağıma inanıyorum.

Yaz da geldi, bilmiyorum ne zaman yapacağım bunları…

Son bir dipnot, z88, Türkiyede resmi olarak satılmış. Kim getirmiş bilmiyorum ama clive özel olarak türkçe klavyesi olan model üretmiş bile olabilir. Aşağıdaki sitede türkçe klavye layout’u verilmiş ve “known variations” diye de başlık atılmış:

http://www.worldofspectrum.org/z88forever/international.html

gerçek x-chat, mirc ve irc rehberi

Son günlerde irc’de toplu muhabbetlere geri döndüğümüz için küçük bir nickserv rehberi yazmak zorunda kaldım(Ortalıkta sürekli guest343 gibi nickler görmek istemediğimden)…Bu arada şu basit bilgiyi birçok kişinin bilmediğini farkettim: IRC üzerindeki kanallar ile takma adların (nick) hiçbir bağlantısı yok. Takma adlar başka bağımsız servis tarafından kontrol ediliyor. Bu servisin adı çoğuzaman Nickserv. Kanalı kuran kişilerin, kanalda OPeratör olanların ya da konuşanların nick kaydı ve kullanımı üzerine hiçbir kontrolü yok. IRC sunucusu üzerinde yüzlerce kanal bulunan bir (veya onlarca) sunucudan oluşuyor ve tüm kanallar ve sunucular üzerinde aynı nickten sadece birtane bulunabilir. Yani siz IRC üzerine aynı anda 10 kanala girdiğinizi düşünelim, tüm kanallarda aynı nick ile görünürsünüz. Nickinizi değiştirdiğinizde tüm kanallarda birden değişir çünkü nick yönetimi globaldir. Bazı sunucu ağlarında nick yönetimi bulunmamakta, “erken gelen oturur” yöntemi uygulanmakta, bir kullanıcı irc’den çıktığında nick serbest kalmaktadır.

Yani eğer nickiniz çalındı ise bunu düzeltebilecek kişiler kanal yöneticileri değil, network yöneticileridir. Kanal sakinlerinin bu işle uzak-yakın alakası yoktur.

Yine de ben kanaldaki bazı arkadaşların Guest olarak görünmesinden hareketle bu rehbeti yazıyorum. Bu çoğu zaman şu sebepten oluyor: IRC’ye giriliyor, bir sebepten bağlantı düşüyor ve program otomatik olarak yeniden bağlanıyor. Ama otomatik olarak kendini sisteme tanıtmadığı için sunucu tarafından Guest hesabına çekiliyor.

Eveet, sonuç olarak x-chat kullanıyorsanız (bunu irc’de yazmıştım, aynen yapıştırıyorum):
Varsayalım ki nickiniz: “lombak” şifreniz ise “digital” olsun.

X-chat için login script nasıl yazılır?
ref’in x-chat rehberi:
1.Server list penceresinde “New server” butonuna basılır.
2.Server: hanesine daedalus.astrolink.org yazılır.
3.ConnectCMD: hanesine /arda yazılır.
4. OK. butonuna basılır.
5.connect butonuna basılarak server’a girilir.
*arda komutunu henüz yaratmadığımız için ilk seferde hata verebilir, önemsemeyin, birazdan yaratacağız.

6. Settings > user commands… seçeneği menüden seçilir.

7.Önce Add New butonuna basılır.
8.Şimdi *New* yazan kutucuğa arda yazılır.
9.EDIT ME yazan kutucuğa /nick gecicinick yazılır (örnek: /nick bobi )

7.Add New butonuna basılır.
8.Şimdi *New* yazan kutucuğa arda yazılır.
9.EDIT ME yazan kutucuğa/msg nickserv ghost *nickiniz* *şifreniz* yazılır (örnek: /msg nickserv ghost lombak digital )

7.Add New butonuna basılır.
8.Şimdi *New* yazan kutucuğa arda yazılır.
9.EDIT ME yazan kutucuğa /nick *nickiniz* yazılır (örnek: /nick lombak)

10. tekrar addnew basılır.
11. tekrar *New* yazan kutucuğa arda yazılır.
12. EDIT ME kutucuğuna /msg nickserv identify *şifre* yazılır (örnek: /msg nickserv identify digital)

13. tekrar addnew basılır, tekrar *New* yazan kutucuğa arda yazılır.
14.EDIT ME kutusuna /join #kanal_adı yazılır. (örnek: /join #zurna )

15. Listede “arda” başlığı ile 6 komut oluşturdunuz. /arda emri ile x-chat bu komutları sırasıyla uygulayacaktır.
16. ve evet biliyorum 7,8,9 başlıkları 3 kere yazılmış, takmayın.

böylece her /arda yazıldığında nickiniz geçici bir nicke dönüştürülecek, varsa asılı kalmış nickiniz öldürülecek, orjinal nickinize geçilip identify edilecek, istediğiniz kanalına gireceksiniz. Brden fazla kanala girmek istiyorsanız addnew yaparak yine arda komutuna /join #diger_kanal olarak ekleyebilirsiniz.

bu basamakların harfiyen ve sırasıyla uygulanması gerekmektedir.

Mirc’de durum daha basit:

1.eski mirc’de, menüden “File > options > +IRC > Perform ” başlığına ulaşın. Yeni mirc’lerde “Perform” adına bir buton var onu bulmaya çalışın.

2. “On connect, perform these” kutusunu işaretleyiniz.

3. Alttaki boş kutuya şunları yazınız (nick,şifre ve kanal adı hanelerini ** kullanmadan doldurunuz):

/nick gecici1
/msg nickserv ghost *nickiniz* *şifreniz*
/nick *nickiniz*
/msg nickserv identify *şifreniz*
/j #KANAL_ADI
/j #VARSA_DIGER_KANALLAR

4. Ok butonuna basarak bu işi tamamlayabilirsiniz.
Bitti.

Herhangi bir sebeple yeniden identify olmanız gerekiyorsa ozaman (mirc için)

/alias pwd msg nickserv identify *şifreniz*

yazarak /pwd komutunu tanımlayabilirsiniz. Her /pwd yazdığınızda identify edileceksiniz.

Oh be. bunu da yazdım bittiiii. Nick kavgası olmadan, keyifli sohbetler…

x-chat ve irc…

temporarily disabled.
Uzun zamandır spectrum ile ilgili birşeyler topladığım için son 2-3 yıldır astrolink sunucularında neredeyse 24 saat online oluyordum. Böylece spectrum’un günümüzde gelişimini sağlayan bütün önemli emulator yazarları, oyun ve donanım geliştiricilerinin toplandığı bir kanalda anında haber alıyor, bazen gün yüzüne çıkmayan deneysel çalışmaları görüyordum. Sonra düşündüm de, madem sürekli online’ım, neden türk camiasını da canlı paylaşıma katmayayım. Özelilkle türk amiga camiasının “yaratılma” yeri aslında ünlü eski #amigart irc kanalı iken.

Bunu önce “komodor” forumu üzerinden özel mesajla, sadece irc’ye geleceğini düşündüğüm, irc kültüründen haberdar, beklentilerini yüksek tutmayacağını bildiğim küçük bir gruba söyledim. Gerçekten de 3-4 gün küçük bir grup genelde sessizce kanalda takıldık. Daha sonra domino’yu şeytan dürttü. Ya bu kanal tuttu, çağır herkesi gelsin dedi. Biraz debelendikten sonra, foruma mesajı attık ve herkesi çağırdık.

Mesajın üzerinden kısa bir süre sonra, kanal gelip giden, “ne var burda? üç başlı maymun mu?” diye girip, “aman, bi numara yokmuş” diye çıkıp kaybolan forumcularla dolmaya başladı. Fakat olayın en güzel yanı bir ara neredeyse tüm eski #amigart takımı oradaydı ve 20 kişilik bir nostalji yaşamıştık. Herkes memnun kaldı bu işten, güzel bir uğrak noktası daha defterlere yazıldı.

Bu arada hiç tanımadığımız, ama bizi tanıdığını söyleyen üçüncü kişiler de gelip gitmeye başlamıştı. Tabii tatsızlıklar da böylece başladı. İlk fireyi ret grubunun bir üyesi ile verdik. Şöyle, topic’de nickinizi kayıt ettirin yazmasına karşın 2-3 gün boyunca kimse buna tenezzül etmedi. 4.günde karakterinden sual olmayacak biri girip sırasıyla, Lw3d, ozkano, tabu, max_damage, rtuk,memrah ve 7-8 nick daha sıradan kayıt ettirip geçmiş. Tabii biz bundan bi-haber muhabbete devam ettik. Çünkü bu kişilerin hiçbiri “memrah” hariç zaten kanala gelmiyordu. Memrah kanala girdiğinde ise nickserv otomatik olarak nickini Guest haline getirince, hiçkimseye sorup doğrusunu öğrenmeden, üç ayı masalındaki gibi “biriniz benim nickimi çalmışsınız” diyerek kanaldan çıkmış ve gidiş o gidiş. Nick konusu irc üzerinde öyle hafif bir konudur ki, elbette biz gülüp geçtik. Memhrah olmaz _memrah olur, o olmaz memo olur. Kaldı ki “tabu”‘nun da uzun süredir “tabuhuso” olarak giriyor olması nickinin birisi tarafından kayıt edildiği yüzündenmiş. Tabii tabu kanalda “kim aldı lam nickimi?” diye çıkışması olmadığı için onu da farketmedik.
on günlerde IRC macerası yaşadığımız için tatsız olaylar oldu. Bunların en tatsızı, kendimizi yakın gördüğümüz kişilerin aslıda ne kadar da uzak olduklarını görmem olmuştur. Dolayısıyla bu irc pek de hayırlı birşey. Forum ortamında ortaya çıkmayan şeyler canlı sohbette çıkıyor ve tuhaf tepkiler görüyoruz.

Neyse, sonuç olarak memrah bu durumu forumda “irc’ye nasıl gireceğiz” diye soran birine “Bilmem kac yasina gelmis adamlar bunlarla ugrasiyorsa oradan hayir gelmez.Forum’da kal bosver. Daha duzgun burasi.” cevap yazınca beni harekete geçirdi. Memrah’ın nickini geri alalım bari diye (bu anda henüz diğer nicklerin alındığından habersizdim). Lakin “memrah” nickini kim ne yapsın, register eden kişi de “sdfdfgd” yazmış bilgiye zaten. Hemen kanalın bulunduğu astrolink sunucularından Timothy Grant Vogelsang ile yazışmaya başladım. Timothy akşam açmış olduğum kanala uğradı ve birkaç saat kaldı. Tim veri tabanını biraz karıştırınca (ki 15 yıllık sunucu üzerinde 50000’in üzerinde registerli nick olduğunu söyledi) bize bunu yapan kişinin ip adreslerini ve aldığı diğer nicklerin listesini verdi. Böylece hem üzüldüm hem sevindim. Üzüldüm çünkü nickleri alan kişi forumdan biriydi. Sevindim çünkü nickleri alan kişi irc kanalına sadece 1 dakikalığına girmiş, Gaddarın “Vay aziiiz” diye verdiği “hoşgeldin, tanışalım” manalı mesajını gördüğü gibi kaçmıştı. Ondan önce de birkaç farklı nick ile girmiş, denemelerimize karşın onda da pek konuşmadan çıkmıştı. Dolayısıyla memrah’ın öngördüğü gibi “oradan” biri değildi, lakin daha düzgün dediği “forum”dan biriydi. Sanırım sonra bunu o da farketti ki tümden kayboldu ortalıktan.

Bu tatsızlık irc’nin iyi mi kötü mü olduğu konusunda beni biraz düşündürdü. Fakat arkadaşarla da bu konuyu uzunca konuşunca “olm takmasana, salla gitsin” sözleri çoğalınca bu konuyu uzatmamaya, karar verdim ve foruma taşımadım. Peki niye buraya yazdım? Aslında amacım başlıktaki gibi bir kısa xchat rehberi oluşturmaktı ama burada önereceğim basit işlemi yapmazsanız nasıl densizlerin hedefi olursunuz anlatayım dedim. Kaldı ki bu tamamen raslantısal da olabilirdi, sonuçta IRC’yi onbinlerce kişi kullanıyor, sizin nickinizi bir başkası da kullanmak isteyebilir..

Bu başlık çok uzadı, rehberi bir sonraki girdide yazarım artık.

Retkinlikler..

evet, retkinlikler 🙂 Türkiyenin tek zx spectrum demo grubu ret için herşeyin arasında birşeyler de kodlamaya, çiziktirmeye çalışıyorum. Hades (main coder) içten içten bana diş biler, “logolar hala gelmedi arda bey” diye dokundururken söz verdiğim grafikleri bitiremediğim için boynum kıldan ince.

Neyse dün akşam geceyi biraz uzatıp şu grafiği çizdim. Bir süredir blog’a ekleme yapmadığım için de bunu buraya ekliyim dedim.


Roboret
Pure pixel art 🙂

zx spectrumun 8×8 pixellik alanda sadece iki renk gösterebildiğini hatırlatırım. Bu şekilde 256×192 piksellik alanı (sıkıştırılmamış halde) toplam 6912 byte’lık bir ara bellek ile ifade edebiliyorsunuz.

Ayrıca henüz bitmedi ama “berbat oyun yazma yarışması” için hazırladığım son berbat aday “Horace and the Boulders”ın alpha sürümü de burda. Bir zx spectrum emulatoru gerekiyor, zx spin öneririm. Oyunun kontrolleri Sinclair Joystick II Port 1’e göre ayarlı. Aynı zamanda 67890 tuşları ile kontrol edebilirsiniz.


Horace and the Boulders

bitmedi..
Ayrıca evrim’in indexhibit ile hazırlanmış websergisini takip edin: http://www.evrimkavcar.com/

ayrıca aftereffects ile yaptığı küçük animasyona da bir göz atabilirsiniz, ilgi gösterenler için: (vimeo) burda.

World of spectrum search plug-in for Firefox3

Firefox3 ile çalışmayan eski arama eklentisini baştan yazıp, ikon ekleyip standart bir firefox arama eklentisi kalitesine getirdim, isteyenler buyursun:
aşağıdaki dosyayı farklı kaydederek “C:Program FilesMozilla Firefoxsearchplugins” klasörüne yerleştirdiğinizde WOS arama motoru arama çubuğunuza eklenecektir:

http://www.veanewmedia.com/ardae/fish/WOS.xml

Before I forget: Vintage thoughts